Hayatta hiç bir şey korkutucu değil, yeter ki anlaşılabilir olsun.
Artık daha az korkmak için , daha fazla ve daha iyi anlama zamanı.Bugünlerde bir çok kişinin bu kadar korkması ve kendini güvende hissetmemesi hiçte şaşırtıcı değil çünkü tarihimizin en büyük kırılma noktalarından birinden geçiyoruz. Her şey çok hızlı gelişiyor,değişiyor . Bizlerde dünyaya değiştiği ölçüde ayak uyduramayınca , kendimizi kontrolden çıkmış hissediyoruz . Pek çoğumuzun kafası ve yönü karışıyor. Robotik ameliyatlar, gen düzeltimi, klonlama veya yapay zeka gibi şeylerden bahsedildiğini duysakta bu gelişmelerin insanlığı nereye götüreceğine dair fikrimiz pek yok.
Dünyadaki en büyük üç kuvvet olan teknoloji,küreselleşme ve iklim değişikliği hep birlikte hızlanıyor ve bunun sonucunda toplumlarımız, çalışma ortamlarımız ve jeopolitik dengeler tekrar şekilleniyor. Bizlerde çılgıncasına hızlı bu çağda ayakta kalabilmek için hayatlarımızı yeniden tasarlamaya çalışıyoruz.
Pek çoğumuz bu yolculukta kendi hızımıza dahi yetişemiyoruz.Böyle bir zamanda panikleyip geri çekilmek yerine durup biraz düşünmemiz gerekiyor. Bunu bir lüks yada eğlence olarak değil ,çevremizde neler olup bittiğini daha iyi anlamak ve onunla daha verimli bir şekilde etkileşime geçebilmek için yapmamız gerekiyor.
Küresel işletmelere etik ve liderlik konusunda danışmanlık yapan LRN şirketinin CE0’su DovSeidman şöyle diyor: “Bir makinede durdur tuşuna bastığınızda makine durur, ancak insanlarda durdur tuşuna bastığınızda insanlar işe koyulurlar. Daha detaylı düşünmeye başlarlar, varsayımları tekrar gözden geçirirler,nelerin mümkün olabileceğini tekrar değerlendirirler ve en önemlisi derinlerdeki inançlarıyla tekrar bağlantıya geçerler ve bunun sonucunda da , daha iyi bir rotayı kurgulamaya başlarlar. Ancak en önemli şey “ durma halinde ne yapıldığıdır” diye ekliyor.
Maalesef bir illet dolaşıyor dünyanın bütün şehirlerinde, caddelerinde sinsice.Müthiş bir bulaşma korkusu altında,evlere hapsetti hepimizi.İşte bende sosyal izolasyon günlerimde, zorunlu olarak her şeyin durduğu bu anlarda,kendimi dinleme,hayatın şamatasında unuttuğum pek çok şeyi yeniden hatırlama ve farkına varma şansını buldum. Zamanımı daha çok okuyarak,düşünerek, yazarak ,farkına vararak en önemlisi daha çok üreterek geçirmeye gayret ediyorum.Kabul,ortalık yangın yeriyken ve bir çok şey aleyhimizde düdük çalarken bir şeyler düşünmek, üretmek pek kolay olmuyor ancak günlerim, yarı canlı, kendi kendine üreyemeyen nevi şahsına münhasır bir mikrobun ziyan etmesine izin vermeyeceğim kadar kıymetli.
Hepimizin yaşadığı karmaşadan sıyrılıp kişisel olarak bağımsızlığımızı ilan etme zamanı geldi. İçinde bulunduğumuz şu an her şeyin başlangıç noktası olabilir.
Bu duraklama anında “ÜRETİME DEĞİL TÜKETİME” ara verdiğinizi unutmayacağınız sağlıklı günler geçirmenizi dilerim.
TUĞBA ŞENGÜL